12 Ekim 2018 Cuma

İMAN - İTAAT

İMAN- İTAAT
Bizler bazı şeyleri ya yanlış anlıyoruz yada işimize öyle geliyor o şekilde kullanıyor, davranıyor , savunuyoruz.
Allah a iman başka bir şey itaat bambaşka bir şey. Hz. Peygambere iman başka bir şey itaat ise çok farklı bir şey. İman toprağa tohum atmak, filizi toprakla buluşturmak. İtaat onun hayatta kalması ve fayda sağlaması için gösterilen çaba gayret uğraş, çekilen sıkıntı katlanılan zahmet.
Teşbihte hata olmaz derler. Çalıştığın yerin patronu veya ustabaşı onu inkar etmen sen patron değilsin ustabaşı değilsin demen mümkün mü? Ya da bir anlam ifade eder mi? Ve diğer taraftan onları kabul edip başının üzerinde değer vermen bir anlam ifade eder mi? Yine bu kabul ediş o işyerinde çalışmaya devam etmen ve ay sonunda maaş alman için yeterli midir? Tabi ki hayır, bunun için ne gerekir onların senden istediklerini yerine getirmen kurallara uyarak çalışman. Diğer türlü kovulur işsiz aç susuz elin boş eve gidersin, daha doğrusu gidemezsin de.
Ha keze bir öğrenci, dersi veren öğretmeninin öğretmenliğini inkar edebilir mi? Ancak inkar etmeyip kabul etmesi neyi değiştirir. Onun çok iyi mükemmel bir öğretmen olduğunu kabul etmesi saygı ve sevgi de kusur etmemesi, derslerine çalışmaz ödevlerini yapmazsa iyi notlar almasını sağlar mı, hayatının güzel bir şekilde yönlenmesine ve kazanölar sağlamasını sağlarmı? Tabi ki hayır iyi sonuç ve bu sonuçların neticesi iyi bir gelecek için derslerine çalışması hatta çok çalşması gerekir.
Belki diyecez ki günümüz eğitimin de işe yarar sınıfı geçer diyeceksiniz ama bu ne kadar ve nereye kadar sürer, köprüyü geçebilirmi?
Bunun gibi iyi bir Cennet istiyorsak sadece iman yetmez, bu imanın gereği olarak itaat gerekir ki iyi sonuçlar kazançlar elde edebilelim.
Burada itaatin yada itaatsizliğin farklı bir boyutunu da göz ardı etmemeliyiz. O da bu itaat veya itaatsizliğin fayda veya zararı sadece kişinin kendisi ile de sınırlı değildir. Bu en yakın çevresinden başlıyarak halka halka devam eder.
Dinimiz de bu hususu bir görev olarak da vermiştir.
Ailene namazı emret sende ona devam et. Ey insanlar yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten kendinizi ve ailenizi koruyun. Emri bil ma'ruf nehyi anil münker.
Yine olaya teşbihte hata olmaz deyip bakarsak. Bir baba şöfer koltuğunda ailesi sevdikleri ile yolculukta ve yeri geldikçe tirafikten ve kurallarından bahsediyor. Bu kırmızı ışıkta durmak zorundayız yoksa kazalara sebep oluruz ancak gendisi durmuyor ve geçiyor. Bu uzun çizgi de sollama yapılmaz yoksa karşıdan geleni göremeyiz ve burun buruna büyük ölümcül kazalara sebep oluruz yine ancak bunları anlatırken kendisi sollama yapıyor.
Bir futbolcu antrenörüne hayran onu çok mükemmel buluyor. Ancak oyunda taktiklerine uymuyor kendi bildiği işine geldiği gibi oynuyor. Sonuç onun yüzünden takım kaybediyor diğer futbolcuların çabası boşa olmuş oluyor onlarda kaybetmiş oluyor kulüp kaybetmiş maddi zarar etmiş oluyor.
Daha güzel ve yerinde bir misal de askerliği biliriz. Komutanın komutanlığından ziyade emirlerine uyman senin için gerekidir. Vebir kişinin emre uyması yanlış yapması bütün bir bölüğün sürünmesine çarşı izninin iptaline mıntıka temizliği ot yolmasına ve bir çok cezaya sebep olur.
Bilmem izah edebildim mi? İman, kabul etmek başka. İtaat emirleri uygulamak çok başka bir şey. Bizler de Cenneti ve ondaki nimetleri istiyorsak itaat etmek zorundayız.
Bir de Müslüman bir aileden dünya ya gelen Müslüman bir muhit ve ülkede yetişişen bir kişinin Müslümanlığı ile gurur duyması çok saçma ve yersiz bir şey. Yani bu şartlar altın da şaşılacak şey onun Müslüman olup Allah ı Peygamberi kabul etmesi değil, inanmayıp kabul etmemesidir.
Mesele iman değil senin bu imanın gereği itaat edip etmemendir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İMAN - İTAAT

İMAN- İTAAT Bizler bazı şeyleri ya yanlış anlıyoruz yada işimize öyle geliyor o şekilde kullanıyor, davranıyor , savunuyoruz. Alla...