26 Temmuz 2017 Çarşamba

Sevgili Peygamberimiz, Efendimiz…

Ne kadar çok gül yaratmış Yaradan.

Ama hepsini solduruyor zaman.

Solmayan yalnız bir gül var.

Onun hatırına yaratılmış bütün varlıklar.

Ama o da yaşamış sıkıntılar, zorluklar.

Sevgili Peygamberimiz, Efendimiz…

Kâinatın solmayan bu gülünü hangimiz sevmeyiz!

Asırlar geçer ama adını dilimizden düşürmeyiz.

Sizi ailemle tanıştırayım:

Sağ yanımdakiler Gülbey ve Gülhan; benim sevgili annem ve babam.

Sol yanımdaki, kardeşim Gülnaz. Onsuz zaman vermez bana haz!

Onlarla mutluyum ben bu diyarda.

Allah’ım onların yokluğunu hiç göstermesin bana!

Ben ailemle böyle mutluyken

Peygamberimizin çektiği sıkıntılar aklıma gelir hemen.

Babası Abdullah’ı hiç görmemiş, ona bir kez bile

babacığım diyememiş.

Daha dünyaya gelmeden kaybetmiş babasını,

kim dindirebilir onun yasını!...

Tam annesinin şefkatine ihtiyaç duyduğu zamanda,

Kaybedivermiş annesini altı yaşında.

Annesi Amine bu dünyaya veda ederken

Gözüm arkada kalmaz der senin gibi bir evladım varken.

Gözleri nemli, kalbi kederli küçük Muhammed,

Teslim edilir dedesine bilinmeden akıbet…

Dedesi Abdulmuttalip torununu pek çok sever,

Bir an bile yanımdan ayıramam onu der.

Ancak iki yıl kalabilir dedesinin yanında,

İki yıl sonra o da göçer ebedî diyarlara…

Küçük Muhammed sekiz yaşında, kalır yapayalnız bu dünyada…

Amcası Ebu Talip alır onu yanına,

Canından çok sevdiği yeğenini basar bağrına.

Kol kanat gerer, bırakmaz onu bir başına.

Neler çekmiş neler küçük yaşta Peygamberimiz,

Acaba bunları biz yaşasak dayanır mı yüreğimiz?

571’den 632’ye, Mekke’den Medine’ye…

Geçivermiş hayatı kederle ve çileyle.

İşte ben bunları düşündüğüm an, yüreğimi kaplar derin

bir gam!

Annem ve babam benim yanımda, ben böyle mutluyken

Peygamberimiz neler yaşamış daha küçücük bir çocukken.

İşte küçücük yüreğini büyük hüzünlerle dolduran

Yaradan,

Yapıvermiş onu yüreklerde bir kahraman!     
 
Diyanet Çocuk Dergi Mart 2010
 
     Hatice Demirbağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İMAN - İTAAT

İMAN- İTAAT Bizler bazı şeyleri ya yanlış anlıyoruz yada işimize öyle geliyor o şekilde kullanıyor, davranıyor , savunuyoruz. Alla...