Eb û Hureyre (r.a)
Asıl adı Abdurrahman b. Sahr’dır. Yemen’de yaşayan Ezd kabilesinin Devs koluna mensuptur. Koyun otlatırken bulduğu kedi yavrularını elbisesinin eteğine koyup onlarla oynadığı için kendisine Ebû Hureyre (r.a) dendiği rivayet edilir.20 İlk karşılaşmada Rasûlullah’ın (s.a.v) ona böyle hitap etmesi, bu künyenin ona Peygamberimiz (s.a.v) tarafından verilmediğini gösterir. Aslında Hureyre kelimesi, kedi anlamıma gelen hirr kelimesinin ism-i tasğîridir (küçültme ismi). Buna göre Ebû Hureyre (r.a), “kedicik sahibi, küçük kedili” demek olur.
Ebû Hureyre (r.a), hicretin yedinci yılında (miladi 628) Müslüman olarak, kısmen Hayber Savaşı’na ve daha sonra yapılan gazvelerin hepsine katılmıştır. O, Rasûlullah’ın (s.a.v), düşman kuvvetlerine karşı oluşturduğu bazı askerî faaliyetlerde görev almıştır. 21 Ali b. Ebî Tâlib ile Muâviye b. Ebî Süfyân arasında çıkan savaşlarda Sa’d b. Ebî Vakkâs, Abdullah b. Ömer ve diğer bazı sahabeler (r.a) gibi hiçbir tarafı tutmamış, gelişen siyasî olaylara karışmamış ve olanları üzülerek geriden takip etmiştir.
Ebû Hureyre (r.a) gecenin üçte birinde uyur, üçte birinde ibadet eder, üçte birini de hadis müzakere ederek geçirirdi 22. O, Ashab-ı Suffe’den biri olarak geçmiş yıllarını telafi edebilmek için Mescid-i Nebî’deki Suffe’de kalıp Rasûlullah’ın (s.a.v) yanından hiç ayrılmamıştır. 5374 hadis rivayetiyle çok sayıda hadis rivayet eden yedi sahabe arasında ilk sırayı almıştır.
Ebû Hureyre’nin (r.a), aralarında Hz. Ebû Bekir (r.a), Muâz b. Cebel (r.a) ile Enes (r.a) gibi büyük sahabilerin de bulunduğu orta derecede fetva veren on üç kişiden biri olduğu ve Abdullah b. Abbâs (r.a) gibi âlim bir sahabinin, onun fetva ve görüşlerine değer verdiği bilinmektedir. Abdullah b. Ömer’in (r.a), Ebû Hureyre’ye (r.a) hitaben “Rasûlullah’ın sohbetine en fazla devam edenimiz, onun hadislerini en iyi ezberleyenimiz sensin.” demesi onun hadis ilmine olan düşkünlüğünü gösterir. Onun çok hadis rivayet etmesi, bazı sahabeiler tarafından tenkit konusu olmuştur. Duyduğu hadisleri başkalarına öğretmeyi meslek edinen Ebû Hureyre (r.a), çok hadis rivayet etmesinden dolayı kendisine yöneltilen tenkitlere şu şekilde cevap vermek durumunda kalmıştır: “Halk, ‘Ebû Hureyre (r.a) çok hadis rivayet ediyor, deyip duruyor.
Halbuki Allah’ın (c.c) Kitabı’nda şu iki ayet olmasaydı tek bir hadis rivayet etmezdim: “İndirdiğimiz açık delilleri ve Kitap’ta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder. Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve hakikati açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeyenim.”23’ Muhacir kardeşlerimiz çarşı-pazarda alım satımla, ensar kardeşlerimiz de bağ-bahçeleriyle uğraşırken Ebû Hureyre (r.a) boğaz tokluğuna Rasûlullah (s.a.v) ile beraber olur, onların bulunamadıkları meclis ve sohbetlerde bulunur, onların öğrenemediklerini öğrenirdi.”24
Güçlü bir hafızaya sahip olan Ebû Hureyre’nin (r.a), duyduklarını unutmama hususunda Hz. Peygamber’in (s.a.v) özel duasına mazhar olduğunu da öğrenmekteyiz. Zeyd b. Sâbit (r.a) anlatıyor: “Ben, Ebû Hureyre (r.a) ve bir arkadaşım, Peygamber’in (s.a.v) huzurunda bulunuyorduk. Peygamber (s.a.v), ‘Haydi dua edin!’ buyurdu. Bunun üzerine ben ve arkadaşım birlikte dua ettik. Peygamber de (s.a.v) yaptığımız duaya amin dedi. Sonra Ebû Hureyre (r.a), ‘Allahım, ben iki arkadaşımın arzu ve taleplerinin aynısını senden diliyorum. Ayrıca senden unutulmayan ilim (sağlam hafıza) istiyorum!’ diye dua etti. Peygamber (s.a.v) bu duaya da amin dedi. Bunun üzerine biz ‘Biz de öyle isteriz yâ Rasûlallah!’ deyince, Peygamber (s.a.v), ‘Devsli genç (Ebû Hureyre) sizden önce davrandı ve sizi geçti.’25 buyurdu.”
Hz. Ömer (r.a), Ebû Hureyre’yi (r.a) Bahreyn’e önce namaz kıldırıp kaza (hukuk ve dava) işlerine bakmakla görevlendirmiş, sonra da aynı yere vali olarak tayin etmiştir. Rasûlullah’ın (s.a.v) devrinde evlenme imkânı bulamayan Ebû Hureyre (r.a), daha sonra Hz. Osman’ın (r.a) baldızı Büsre (r.a) ile evlenmiştir.
Dördü erkek, biri kız olmak üzere beş çocuk sahibi olmuştur. Meşhur hadis ve fıkıh âlimi Saîd b.
Müseyyib, Ebû Hureyre’nin (r.a) damadı olmuştur.
Hicri 58 (miladi 678) yılında yetmiş sekiz yaşında iken vefat eden Ebû Hureyre’nin (r.a) cenaze namazı, Medine valisi Velîd b. Utbe tarafından kıldırıldı ve Cennetü’l-Bakî kabristanına defnedildi.
Allah ondan razı olsun.
20 Tirmizî, Menâkıb, 46.
21 Ebû Dâvud, Cihâd, 112.
22 Dârimî, Mukaddime, 27.
23 Bakara suresi, 159-160. ayetler.
24 Buhârî, İlim, 42; Müslim, Fedâilu’s-sahâbe, 159, 160; Ahmed b. Hanbel, II, 240.
25 İbn Hacer, el-İsabe, c.7, s.204
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder