18 Haziran 2017 Pazar

MESNEVİ de KADIN METAFORU /NEFİS

  Kadın

Hz. Mevlânâ, nefsi kadına benzetiyor ve onu kadından daha beter görüyor. Çünkü kadının şerrin cüz’idir ve senden ayrıdır. Ama nefsin şerri ise küllîdir ve nefis daima seninle beraberdir. Onun istek ve arzusu, devamlı haz ve lezzetlerdir.1

Nefsini kadın bil, hattâ kadından da beter. Çünkü kadın cüzüdür, nefsinse şerrin küllü!”2

Hz. Mevlânâ’nın fakir Arap ile karısı arasında geçen hâdise de anlattığı gibi kadın daima bir şeyler ister. Her şeyden şikâyetçidir, ihtiyaç, arzu ve lezzetleri bitmez. Güzel yemekler, içecekler ve elbiseler ister. Çünkü onda hayvânî nefis hükümrandır. İstediği daima parmakla gösterilmektir. Öyle bir şan ve şeref, öyle bir hayat ister ki kocası bile kendisine boyun eğsin. Bunları elde edebilmek için bazen kızar, bağırır bazen de ağlar kendine acındırır. Bütün bunlar nefsin enâniyet, kibir, tahakküm, gurur, benlik gibi sıfatlarının tezahürüdür. İşte bunlar nefsin arzu ve istekleri yanında şerrin sadece bir cüz’üdür. Nefis ise şerrin küllü olarak daha çok arzu ve istek peşindedir. Onun bu istek ve arzularının sonu yoktur.3

Nefis, kadın gibi her işe bir çare bulmak üzere gâh toprağa döşenir, tevazu gösterir; gâh ululuk diler yücelir.”4

Hz. Mevlânâ, nefsi kötü fiile müptela olan ve bu fiilinin herkes tarafından bilinip konuşulduğu bir kadına benzetiyor. Bu kadın misali nefsinin işlemiş olduğu şeyler yüzünden Hakk’la da, halkla da bir düşmanlık ve kavga içerisindesindir. Hakk’ın emir ve nehiylerini yerine getirip O’ndan gelene razı olmuyor. Halkı da elinle veya dilinle rahatsız edip hasım edinmişsindir.5

O kötü huylu ana, fesadı her tarafta zâhir olan nefsindir.6

Onun yüzünden bu güzel dünya sana dar geliyor. Onun yüzünden Allah ile de savaşıyorsun, halkla da.”7

Nefis, anne gibi her vakit senin için yanıyormuş gibidir. Kişi onu kendine merhametli ve müşfik üzerine titriyor gibi görür. Ama işin sonunda acı ve sıkıntı vardır.8

Ana nefistir… Babada cömert akıl. Akla uyan önce daralır ama sonunda yüzlerce genişliğe uğrar.”9

Buralar da ilk bakışta, kadını aşağılamak gibi bir durum akla gelebilir. Ama böyle bir şey söz konusu olamaz. Bu durum onların güç ve kuvvetlerinin erkekler gibi olmadığına dikkat çekerek kişinin nefsine mağlup olması bakımındandır. Çünkü Hz. Mevlânâ’nın da belirttiği gibi Hz. Meryem gibi nice kadınlar vardır ki birçok erkekle nefsiyle savaşta kıyas bile kabul edilemezler.10

Ne mutlu aklı erkek olana, çirkin nefsi dişi ve âciz bulunana!11

Ancak nadir olarak bazı kadın da bir Rüstem vardır. Meryem gibi gizlidir o.

Nitekim erlerin bedeninde, yüreksizliklerinden kadınların gizlendiği vardır

Kim, erliğe hazırlanmamış, er olmamışsa o dişilik, öbür âlemde surete bürünür.”12

1 Konuk, IV, 129.

2 Mesnevî, II, 2272.

3 Konuk, II. 203; X, 124; Mesnevî, I, 2903; V, 2466.

4 Mesnevî, I, 2621.

5 Tâhiru’l-Mevlevî, VI, 262Konuk, III, 225.

6 Mesnevî, II, 782.

7 Mesnevî, II, 784.

8 Konuk, XI, 473, 474; Mesnevî, VI, 1436.

9 Mesnevî, VI, 1437.

10 Konuk, XI, 607, 608.

11 Mesnevî, V, 2463.

12 Mesnevî, VI, 1884-1886.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İMAN - İTAAT

İMAN- İTAAT Bizler bazı şeyleri ya yanlış anlıyoruz yada işimize öyle geliyor o şekilde kullanıyor, davranıyor , savunuyoruz. Alla...