LEYLÂ’YA SİTEM
Leylâ!
Sitemim sana, sitemim beni avutmayan sevdalara
Pembesi silinmiş, kara hülyalara
Gün doğmadan, analar doğurur Leylâ
Hani sabredecektin, beni bekleyecektin,
Neden her batan ve biten gibi, sende bittin gittin Leylâ
Oysa henüz anladım,
Onun için yakılmış bunca asır kanlı ağıtlar,
Onun hasretine yağarmış yağan yağmurlar
Onun yokluğunda çatlamış topraklar
Bunca şiir, bunca gazel, bunca fasıl,
Hep O’naymış Leylâ
Anladım, şimdi anladım Leylâ
Asırlardır aşıkların sevgisi O’naymış.
Yazılan mektuplar, gözlene yollar O’naymış
Özlemle kapanan gözler O’naymış Leylâ
Dinle beni, anla beni Leylâ
Neden bunca yıldır elimden tutmadın.
Neden beni sevgide yetim, aşkta fakir, meşkte garip bıraktın?
Neden derdime çare, kalbime yare, dizime nare olmadın?
Neden asırlar aşıp gözyaşımı silmedin Leylâ
Hani ebemkuşağında birlikte yürüyecektik
Neden beni alıp o deryalara dalmadın Leylâ
Hani kırmızı kısraklarla biz ummanlar aşacaktık
Neden geceme nur misali doğmadın Leylâ
Hani söz vermiştin, beni alıp çöllere koşacaktın
O kutlu beldeye, nur cemali görmeye gidecektik
Sonra “Taleal Bedru” yükselecekti göklere
Sessizce izleyecektik, Hira’dan bir kayanın ardından
Gözyaşını, gözyaşıma katacaktın, ağlayacaktık Leylâ
O mahpeykeri okşayan meltem, gül kokusunu getirecekti bize
O dem ile sarhoş olup kendimizden geçecektik Leylâ
Hurma dallarının arasından izleyecektik sahabeyi
Ebu Bekr’i, Osman’ı, Ömer’i, Ali’yi
Hani Bilal’in ezanıyla secde duracaktık Leylâ
Leylâ
Yakıyor bedenimi kara sevda,
Gel gel bu ateşi sen söndür Leylâ
Saçların gibi rüzgârsız savruluyor küllerim
Dağılan küllerimi gel sen topla
Zamansız tozuyan bir gülüm ben artık
Dökülen yapraklarımı gel sen topla
Şimdi sensizim, yalnızım Leylâ
Düşlerim yutamadığım bir lokma misali boğazımda
Ben garibim, ben ikinci kez yetim, ben acizim, ben sefil
Leylâ
Dinle beni, anla beni
Sor beni, bul beni
Bir de sen bırakma
Leylâ…
Mukaddes Özbek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder