7 Temmuz 2017 Cuma

MESNEVİ, MEVLANA, NEFİS, FARE, METAFOR


Fare

Nefis, fare misali bizim her şeyimizi kemirmekte, böylece onların bütün güzelliğini bozup mahvetmektedir. O, bizim yarınlar için bin bir zahmetle kazanıp biriktirdiğimiz neyimiz varsa onu, bize fark ettirmeden, açmış olduğu küçücük bir delikten kaçırmakta ve bizim iflasımızı hazırlamaktadır. Bizim nefis faremizde her gün her fırsatta az azda olsa bizim yıllarca biriktirdiğimiz ibadet ve amellerimizi çalıp yok etmede. Yeni sermaye elde etmemize de mani olmaktadır. Nefis faresi, gönül şehrimizin hırsızıdır. Her bir delikten çıkarak oraya el uzatıp fena fikir ve düşünceleri sokarak harap etmek ister. Kalp, gönül gözümüzü köreltir.[1]

Eğer bizim ambarımızda hırsız bir fare yoksa kırk yıllık ibadet buğdayı nerde

Her günlük azar azar sâdıkane ibadet taneleri niçin bu ambarımızda toplanmıyor?[2]

Farenin yurdu, topraktır. Allah’ın kendisine yetecek kadar vermiş olduğu akıl ile yeraltında iz bilir, yolunu bulur. Kendisinin lokması olan toprağı ufalar durur. İşte kendisine nefis faresi hâkim olan kişide, lokmayı, ancak dünya hayatını düşünür, onun her türlü yol ve yordamını bilir, aklını bu yönde kullanır. Her türlü bilgi, hüneri dünya için öğrenir her ameli dünyayı kazanmak, şan ve şeref elde etmeye yöneliktir. Ama bu şekilde fare gibi toprak altından üstüne çıkamaz, nefsin hevâ ve arzularını terk edemez orada toprak olup gider.[3]

Kişiye fare dedim, çünkü yeri, yurdu topraktır. Farenin de geçim yeri topraktan ibarettir

Yolları, izleri bilmez değil, bilir ama yer altındakileri bilir. O, her yanda toprağı delmiş, delik deşik etmiştir

Fare gibi nefis, ancak lokma ufalar. Allah fareye de miktarınca akıl vermiştir.[4]



[1] Konuk, I, 189; Tâhir-ul- Mevlevî, I, 259.
[2] Mesnevî, I, 382-383.
[3] Konuk, IV. 384.
[4] Mesnevî, II, 3271-3273.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İMAN - İTAAT

İMAN- İTAAT Bizler bazı şeyleri ya yanlış anlıyoruz yada işimize öyle geliyor o şekilde kullanıyor, davranıyor , savunuyoruz. Alla...