Ejderha
Hz.
Mevlânâ, nefsi bütün kötülüklerin, zulümlerin, yanlışlıkların tek kaynağı
görür. Bu haliyle o putların anasıdır. Bu puttan çıkan hevâ, heves, kötü sıfat
ve arzular, lezzet ve istekler bir yılan misali iken, bütün bunların anası olan
nefsi emmâre ise bir ejderhadır.[1]
O, bu nefis putunun cezasını vermeyince
nefis putundan, başka bir put doğdu.
Putların anası nefsimizin putudur. Çünkü o
put yılan, bu put ejderhadır.[2]
Nefis, yüzlerce hile, hud’a sahibi bir
ejderhadır. Fakat şeyhin yüzü, o ejderhanın gözüne karşı tutulan bir zümrüttür.[3]
Nefis,
gerek büyüklüğü, gerek zararının miktarı, gerekse korkunçluğu ile bir
ejderhadır. Onun acıması yoktur, sahibinin dahi kemiklerini kırarda, yutuverir.
Senin nefsinde bir ejderhadır. O, nereden
öldü ki? Dertten, eline fırsat düşmediğinden dondu, yoksa![4]
Herkesin
nefsinin kötülüğü, ya da sahibine zarar vermesinin çeşitliliği, içinde
bulunduğu şartlara göre de ortaya çıkar. Kişinin elinde bulundurduğu şartlar,
makam, mevki, evlat, mal, mülk, servet, hükümranlık gibi çoğaldıkça evvelce
küçücük bir kurtçağız olan nefsin, senin hevâ ve heveslerinle beslendikçe
kocaman, azgın bir ejderha olur. Firavun, Nemrud gibi kişilerin elinde
bulunduğu şartlar, senin elinede geçse o zaman senin nefsinin de önüne
geçilmez, senin küçücük olan nefsin de büyüye büyüye ejderhaya dönüşür. Nefis,
sende ki âcizlik sebebi ile küçüktü, kötü sıfat ve fiillerini gün yüzüne
çıkartamıyordu. O nefis, şartlar elverdikçe sende ki kötülükleri çoğaltmak için
her fırsatı değerlendirerek senin üzerinde ki güç ve kudretini artıracaktır.[5]
Firavunda olan yok mu? Sende de var. Fakat
senin ejderha kuyuya hapsedilmiş
Yazıklar olsun… bunların hepside senin
ahvalin. Fakat sen, onları Firavun’a isnat etmek istersin.[6]
Lâkin nefis senide harabetmiş… bu
arkadaşın da seni hikâyelerle uzaklara atmakta!
Senin ateşine, Firavun’un ateşine atılan
odun atılmamakta, onun gibi fırsat bulamıyorsun sen. Yoksa fırsat bulsan senin
ateşin de Firavun’un ateşi gibi yayımlanır![7]
O ejderha, yoksulluk elinde bir kurtçağız
kesilir. Mevki ve mal yüzünden bir sivrisinek büyür, çaylaklaşır![8]
Kendini hayli zamandır heva ve hevese kul,
köle ettin… yeter artık! Küçücük bir kurdu ejderha haline getirdin.[9]
Nefsin
bir yılandı, sen onu besleyerek büyüttün ve ejderha oldu. Nefsin yılan iken bir
başın vardı, şimdi yedi başın oldu. Yedi başlı ejderha cehennem tabiatlıdır.
Cehennem meşrepli nefis ise ruhunun tuzağıdır. Kibir, ucb, buhl, şehvet, gazap,
haset, kin sıfatların hepsi nefis ejderhasının birer başıdır.[10]
Yılandın, galibe ejderha oldun. Bir başın
vardı, şimdi yedi başın var!
Yılan,
nasıl ki avını avlamak için tuzak kurar, ölü gibi göğsünün üstüne dayanıp ayağa
kalkar. Avını kandırmak içinde, ağzına büyük bir yaprak alır ki, uzaktan boy
vermiş bir dal gibi görünmede, av ona konar. Tuzağı fark etmeyip onun üzerine
konan av ise yılanın ve ölümün ağzına düşmüştür. Senin helâkini isteyen
nefsinde, seni zehirlemek için beklemektedir. Nefis yılanı da, sana tuzak
kurmuştur. Boy verip ağzını açmışta gafil kişilerin gelmesi için dünyevi
lezzetler, nefsanî arzu ve isteklerle süslenmiştir. Gafiller tuzağı görmeyip de
lezzetlere atlarlarsa, o zaman nefsin ağzına düşmüş ve hüsrana uğrayanlardan
olmuştur. [12]
Yılan, ölüm gibi göğsünün üstüne dayanıp
ayağa kalkmış, ağzına da kuş avlamak için büyük bir yaprak almıştır
Otlar arasında o da bir ot gibi boy
vermiştir. Kuş, onu bir dal sanır
Yemek için yaprağın üstüne oturdu mu
yılanın ve ölümün ağzına düşer.[13]
[1] Konuk, I, 271; VI, 46.
[2] Mesnevî, I, 771-772.
[3] Mesnevî, III, 2548.
[4] Mesnevî, III, 1053.
[5] Konuk, V. 263,282; VIII, 160;
Tâhir-ul- Mevlevî, IX, 244; XIII, 616.
[6] Mesnevî, III, 971-972.
[7] Mesnevî, III, 974-975.
[8] Mesnevî, III, 1056.
[9] Mesnevî, IV, 2356.
[10] Konuk, XIII. 248.
[11] Mesnevî, VI, 4656-4657.
[12] Konuk, XIII, 64.
[13] Mesnevî, VI, 4079-4081.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder