. Tilki
Nefis,
tilki gibi kuyruk peşindedir. Çünkü tilki avını genelde kuyruklarından
yakaladığından gözü hep kuyruk peşindedir. Sende kuyruk misali dünyanın lezzet
ve yalancı güzelliklerine aldanıp onun peşinden gittin. Gözün, gönlün gerçeği
göremez oldu. Aklın hakikatleri ayırt edip, seçemez hale geldi. Mârifetten
uzaklaşınca kör ve sağır oldun. Bu halinle nefsin sana sûreta güzel gösterdiği
hevâ, heves, dünya lezzet ve hazlarının peşinden koşup, onlara hücum ederken
nefsin tuzağına yakalandın.[1]
… Tilki gibi kuyruk peşinde koşup
durmaktasın
Yeşillikte bir kuyruk gördün mü o tuzaktır,
bunu niye bilmiyorsun?
Bilmiyorsun, çünkü kuyruğa meylin seni
bilgiden uzaklaştırdı, gözünü aklını, kör etti
Sen,
kuyruğun peşinden gidip tuzağa düşersen, o vakit nefsin, seni eşek misali
sakalından tutup götürürde aslana teslim eder. Sen de perişan olur, yok olup
gidersin. Unutma ki o nefis, hilesiyle aslanı bile kuyunun dibine atmıştı.
Tilki, hilede ayak diredi. Eşeğin sakalını
tutup çekti.[3]
Bir tavşan bile aslanı kuyuya sürüklerse
bir tilki, eşeği çayırlığa nasıl sürüklemez?[4]
Yine
tilki avını yakalamak için toprağın altına saklanır. Üstüne de tuzağına düşürüp
kandırmak için tohumlar atmıştır. Karga gafletle o tohumlara yönelince, hilekâr
tilki onun ayağından kapıverir. Nefiste toprağın altına gizlenmiştir. Üstüne de
dünyevi, nefsânî lezzet, hevâ ve heves tohumlarını saçmıştır. Sende tuzağı
göremeyip, hileye kanıp tohumlara yönelince o zaman seni yakalayıp yok eder.
Nefsin, bunun gibi seni kandırmak için o kadar hile ve kurnazlıkları vardır ki
hayrete düşersin.
Tilki, toprağın altına yayılır, toprağın
üstünde de hileli tohumlar vardır
Nihayet bir karga gaflette bulunur, oraya
gelir konar. O hilebaz da derhal onun ayağını yakalayıverir
Hayvanlar da yüz binlerce hile varken
artık hayvanlardan daha üstün olanda ne hileler bulunur?
Zeynel-âbidin gibi elinde bir Kur’an,
fakat yeninde kahredici bir hançer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder