SABAH OLURSA’dan
1.
Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Halûk,
Eğer bu memleketin sislenen şu nâsiye-i
Mukadderatı kavî bir elin kavî, muhyî
Bir ihtizâz-ı temasıyla silkinip şu donuk,
Şu paslı çehre-i millet biraz gülerse... — O gün
Ben ölmemiş bile olsam, hayâta pek ölgün
Bir irtibatım olur şüphesiz; — O gün benden
Ümidi kes, beni kötürüm ve boş muhitimde
Merâretimle unut; çünkü leng ü pejmürde
Nazarlarım seni maziye çekmek ister; sen
Bütün hüviyyet ü uzviyyetinle âtisin:
Terennüm eyliyor el’ân kulaklarımda sesin!
2.
Evet, sabah olacaktır, sabah olur, geceler
Tulû’-ı haşre kadar sürmez; akıbet bu semâ,
Bu mâi gök size bir gün acır; melûl olma.
Hayâta neş’e güneştir, melal içinde beşer
Çürür bizim gibi... Siz, ey fezâ-yı ferdanın
Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın!
Ufukların ebedî iştiyakı var nura.
Günümüz Türkçesiyle:
1.Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Haluk, eğer bu memleketin
sislenen şu alın yazısı kuvvetli bir elin, kuvvetli, hayat verici titreyen bir
dokunuşuyla silkinip milletin şu donuk, şu paslı yüzü biraz gülerse. Ben
ölmemiş bile olsam, hayata pek ölgün bir irtibatım olur şüphesiz. O gün
benden ümidi kes, beni kötürüm ve boş çevremde acılığımla unut; çünkü
aksak ve perişan bakışlarım seni maziye çekmek ister. Sen bütün hüviyet ve
canlılığınla istikbalsin. Terennüm ediyor hâlâ kulaklarımda sesin!
2.Evet, sabah olacaktır, sabah olur. Geceler kıyametin doğuşuna
kadar sürmez; sonunda bu semâ, bu mavi gök size bir gün acır; kederlenme.
Hayata neş’e güneştir, ıstırap içinde beşer, çürür bizim gibi... Siz, ey istikbal
ufuklarının küçük güneşleri, artık birer birer uyanın! Ufukların ebedî hasreti
var ışığa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder