4 Eylül 2017 Pazartesi

ÇOCUKLUĞUMUZ

                                                                                    ÇOCUKLUĞUMUZ


Annemin bana öğrettiği ilk kelime


Allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde



Annem bana gülü şöyle öğretti


Gül, O’nun, O sonsuz iyilik güneşinin teriydi



Annem gizli gizli ağlardı dilinde Yunus


Ağaçlar ağlardı, gök koyulaşırdı, güneş ve ay mahpus



Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde


Binmiş gelirdi Ali bir kırata



Ali ve at, gelip kurtarırdı bizi darağacından


Asya’da, Afrika’da, geçmişte gelecekte



Biz o atın tozuna kapanır ağlardık



Güneş kaçardı, ay düşerdi, yıldızlar büyürdü


Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü



Ali güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahraman


Ali olmaktan bir sedef her çocukta



Babam lâmbanın ışığında okurdu


Kaleler kuşatırdık, bir mümin ölse ağlardık



Fetihlerde bayram yapardık


İslâm bir sevinçti kaplardı içimizi



Peygamber’in günümüzde küçük sahabileri biz çocuklardık


Bedir’i, Hayber’i, Mekke’yi özlerdik, sabaha kadar uyumazdık



Mekke’nin derin kuyulardan iniltisi gelirdi


Kediler mangalın altında uyurdu



Biz küllenmiş ekmekler yerdik razı


İnanmış adamların övüncüyle



Sabırla beklerdik geceleri


Şimdi hiç birinden eser yok



Gitti o geceler o cenk kitapları


Dağıldı kalelerin önündeki askerler

                                                               Çocukluk güzün dökülen yapraklar gibi 


                                                                                                                                        Sezai Karakoç


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İMAN - İTAAT

İMAN- İTAAT Bizler bazı şeyleri ya yanlış anlıyoruz yada işimize öyle geliyor o şekilde kullanıyor, davranıyor , savunuyoruz. Alla...