14 Haziran 2017 Çarşamba

İLYADA // HEKTOR’UN ÖLÜMÜ

İLYADA // HEKTOR’UN ÖLÜMÜ

İLYADA

 

22. Bölüm

 

HEKTOR’UN ÖLÜMÜ

 

 

Ürkmüş geyikler gibi kente sığındılar.

 

Güzel surlara dayanıp kurutuyorlar terlerini.

Bu ara Akhalar kalkanları omuzlarında,

yaklaşıyorlardı.

 

Bir Hektor duruyordu olduğu yerde,

Uğursuz bir kader mıhlamıştı onu

İlyon’un dışında Batı Kapıları’nın önüne.

Phoibos Apollon (Foybos Apollon) seslendi


 

Peleusoğlu’na, dedi ki:

“Ne diye kovalarsın beni hızlı adımlarla?

Sen bir ölümlüsün, bense ölümsüz bir tanrı,

Ne diye azgınlık eder, direnirsin böyle,

Benim bir tanrı olduğumu anlamadın mı?

Şu darmadağın ettiğin Troyalılarla

 

Artık istemezsin herhâl savaşmayı,

İşte onlar sığındılar kentlerine,

Oysa sen dönüp dolanıyorsun burada.

 

Kaderin sana bağışladıklarından değilim,

Öldüremezsin beni, bunu anla.”

Ayağıtez Akhilleus (Ahileus) çok kızdı, dedi ki:

“Şaşırttın beni okçu tanrı, tanrıların en amansızı,

Çektin beni buraya, surlardan uzağa,


 

Oysa daha bir sürü er toprağı ısıracaktı.

Büyük bir ünden ettin beni onları kurtarmakla,

Kolaydı bu, senin hiçbir şeyden korkun yoktu.

Gücüm yetse de bir göstersem sana!”

 

Böyle dedi, alnı yukarda, kente doğru yürüdü,

Onu ilkin yaşlı Priamos (Priyamos) gördü.

 

İhtiyar inledi havaya kaldırdı ellerini,

Dövdü başını, yalvardı sevgili oğluna

Ama Hektor, dikilmiş duruyordu kapının önünde,

Akhilleus’la savaşmak için yanıyordu.

 

“Hektor, yavrum, dostlarından uzak durma öyle,

Erişirsin kaderine, bekleme bu adamı,

Senden çok üstündür Peleusoğlu,

O katı yürekli adam alt eder seni.

 


Hadi yavrum, gir surların içine,

Troya’nın kadınlarını, erkeklerini koru

Büyük bir ün bağışlama Peleusoğlu’na,

Kendin de olma tatlı canından.


 

Akhilelus da gitgide yaklaşıyordu,

Benziyordu tolgası sallanan cenkçi Enyalios’a,

Pelion (Pelyon) (Teselya Dağı)’nun

dişbudağından kargısı sallanıyordu sağ omzunda,


 

Gürül gürül yanan ateşin, doğan güneşin ışınları

gibi


 

Çevresini pırıl pırıl aydınlatıyordu tunçlar.

Onu görünce bir titreme aldı Hektor’u,

Korktu yüreği, kalamadı olduğu yerde,

Kapıları arkada bırakıp başladı kaçmaya.


 

Peleusoğlu da hızlı ayaklarına güvendi, düştü

arkasına.

 

Hektor yüreğinde anladı olup biteni, dedi ki:

“Eyvah! Demek Tanrılar ölüme çağırıyor beni.

Yİğit Deiphobos (Deyifobos)’u ben yanımda

sanıyordum,


 

Aldattı beni Athene (Atene), surların içindeymiş o.

Artık uzakta değil kara ölüm,

Ayağımın dibine geldi, kaçamam ondan.

Öteden beri bunu koruyorlardı demek


 

Zeus’la oğlu, okçu tanrı,

Oysa eskiden beni nasıl korurlardı.

Kaderim beni kıskıvrak bağladı işte.

Gene de kıyasıya dövüşmek düşer bana,

 

Bir yiğitlik göstereyim de öyle öleyim,

Duysun gelecekteki insanlar bile.”

Böyle dedi, çekti sivri kılıcını,

Böğrüne asılı, kocaman, zorlu bir kılıçtı bu,

 

Kendini toparlayıp atıldı öne,

Yükseklerde uçan bir kartal nasıl,

Kapmak için körpe bir kuzuyu ya da saklanan bir

tavşanı,


 

İnerse karanlık bulutlardan aşağı, ovaya,

Hektor da sivri kılıcını sallaya sallaya öyle atıldı.

Akhilleus da saldırdı, yüreği azgın bir güçle dolu,

Göğsünü güzel, işli kalkanıyla kapladı,

 

Parlak, dört siperli tolgası vardı başında,

Güzelim altın yeleler sık sık dökülüyordu

Hephaistos (Hefaystos) ’un taktığı sorguçtan aşağı.

 

...

Bir tek yeri açık kalmıştı Hektor’un


Küçücük kemiğinin omzu boyundan ayırdığı yer,

Adamın çok kolay canı alınırdı ordan

Ateşli bir saldırışla sapladı kargıyı oraya.

Temren dosdoğru girdi yumuşak boğazdan içeri.


Tolgası ışıldayan Hektor bitkin bir sesle dedi ki:

“Yalvarırım, canın, dizlerin, anan, baban adına,

Yığınla tunç al, altın al,


 

Babamla ulu anam armağanlar versin sana

Ama sen de onlara geri ver gövdemi,

Ateş payımı alayım kadın, erkek Troyalılardan.”

Akha gemilerinin yanında köpeklerle bırakma beni.


Ayağıtez Akhilleus yan yana baktı, dedi ki:

“Dizlerime sarılma, köpek, yalvarma anan baban

adına!


Tartsalar şurada, daha çok veririz deseler,

Dardanasoğlu altın koysa teraziye senin

ağırlığınca,


Döşeğine yatıp ağlayamayacak sana, seni

doğuran.

Köpekler, kuşlar yiyecek bütün bedenini.”

Tolgası ışıldayan Hektor can verirken dedi ki:


“Senin ne olduğun yüzünden belli,

Demirden bir yürek var göğsünde.

Ama uyanık ol, Paris’le Apollon o gün seni,


Öldürecekler Batı Kapıları’nın önünde.”

Homeros

İlyada


çev.: Azra Erhat, A. Kadir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İMAN - İTAAT

İMAN- İTAAT Bizler bazı şeyleri ya yanlış anlıyoruz yada işimize öyle geliyor o şekilde kullanıyor, davranıyor , savunuyoruz. Alla...