Şeytan
Nefis
ile şeytan Cenâb-ı Hakk’ın Muzill isminin mazharıdır. Hakikatleri birdir.
Nefis, Hakk’a karşı, emrine muhaliflikte ne ise, şeytanda aynıdır. Fakat âlem-i
keseratta iki surette zâhir olmuşlardır. Hz. Âdem’i topraktan ibaret bir beden
olarak gördüklerinden ona düşman olmuşlar, ona haset edip secde etmekten
kaçınmışlardır. Ardından da Hz. Âdem’i kendi süfli mertebelerine çekmek için
çeşitli düşmanlıklar etmişler, onun cennetten çıkarılmasına sebep oldukları
gibi onun oğullarının da oraya girmelerine mâni olmak için ant içmişlerdir.[1]
Nefisle Şeytan ikisi de birdir…surette
kendisini iki gösterdi.[2]
Nefisle Şeytan’sa ezelden bir olduğundan
Âdem’e düşmandır, ona hased edip durur
Âdem’i bedenden ibaret gören ondan kaçmış
ona secde etmemiştir. Fakat onu emniyete mazhar olmuş bir nur olarak gören,
karşısında eğildi, secde etti.[3]
Şeytanı,
Cenâb-ı Hakk Kur’ân-ı Kerîm de “hannâs”[4] deyi
vasıflandırmıştır. Çünkü o çok sinsidir, her şeye, imana düşmandır. O
kertenkele gibi saldırır da ardından hemen bir deliği saklanır. Şeytanında
insanın gönlünde nice delikleri vardır, her bir delikten başını çıkartır, sana
düşmanlığını yapar ve hemen gizlenir. Yine o şeytan kirpi gibidir. Kirpi nasıl
ki düşmanından saklanmak için başını gizler. Düşmanına dikenleri ile zarar
verir de yaralanan düşmanını bir anda mağlup ettiği gibi şeytanda senin en ufak
gafletinde sana türlü vesveselerle saldırır. Diken misali zehirli havâtırları
ile senin aklını, gönlünü yaralar. Nihayetinde seni bu yakalar ile öldürür. Ama
sen ne zaman zikir, evrâd, amel ile meşgul olmaya başlasan gizlenir. Sana
sardırmak için dışarı çıkamaz.[5]
İçinde, aklı alan, cana da düşman, dine de
düşman olan böyle bir düşmanın var
Bir an kertenkele gibi saldırır… derken
hemencecik bir deliğe kaçıverir
Gönlünde nice delikleri var. Her delikten
baş çıkarıp durmada!
Şeytanın insanlardan gizlenmesine, bir
deliğe girip saklanmasına “Hunus” derler
Onun gizlenmesi de kirpinin büzülüp
gizlenmesine benzer. Kirpi büzülürde kafasını çıkarır, tekrar gizler ya… o da
öyle işte
Allah, Şeytan’a “Hannâs” dedi. Şeytan,
kirpinin kafasına benzer.
Kirpi, kötü avcıdan ürker de büzülür,
başını gizler
Hz.
Mevlânâ, nefis ve şeytanın hakikatte bir olduklarını, düşmanlıklarının aynı
olduğunu belirttikten sonra, bir şeye dikkat çeker ki, o da bu düşmanlar
arasında en kuvvetlisinin nefis olduğunu, diğer düşmanların bu nefisten hız,
güven aldıklarını belirtir. Ve bu nefis olmasa idi şeytanın da bize zararının
bu kadar olamayacağını, Hakk’a giden yolda bu kadar yolumuzu kesemeyeceğini
söyler ve Hz. Peygamber (sas)’in hadis-i şerifini hatırlatır.[7]
Nefis senin iç âleminde yolunu kesmeseydi
bu yol kesiciler, sana el atabilir miydi?[8]
Hz.
Mevlânâ, yine şeytanın uzun ömür istemesinin hikmetini açıklarken, devamında bu
düşmanın insanoğlunu nelerle kandırıp, nasıl aldatacağını, boş kuruntu ve
hayallerin peşine takıp sürükleyeceğini de beyan eder ve kurtuluş reçetesini
verir.
İblis gibi Yarabbi, beni kıyamete kadar
yaşat
Ben bu dünya zindanında rahatım. Beni
yaşat da düşmanımın evlâdını tepeleyeyim…
Allah şeytanından Allah’a sığınırım; ah,
onun azgınlığından helâk olup gittik…
Seni gâh gezip eğlenme, gâh dükkân açıp
alışveriş etme, gâh ilim öğrenme, gâh ev bark kurup çoluk çocuk sahibi olma
hayallerine düşürür
[1] Konuk, VI. 212, 435; Tâhir-ul-
Mevlevî, XI, 1055.
[2] Mesnevî, III, 4053.
[3] Mesnevî, III, 3197-3198.
[4] en-Nas 114/4
[5] Konuk, VI, 436,437; Tâhir-ul-
Mevlevî, XI, 1057.
[6] Mesnevî, III, 4055-4062.
[7] Konuk, VI, 438; Tâhir-ul- Mevlevî,
XI, 1055.
[8] Mesnevî, III, 4063.
[9] Mesnevî, III, 4066.
[10] Mesnevî, II, 630-642.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder